| Konu: israf ve ekonomık kalkınma Perş. Şub. 04, 2010 6:55 pm | |
| Merhaba dostlar yaşamı önemli kılan bir ileti aldım hoşuma gitti sizlerle paylaşmak istedim. İŞTE MESAJ BUDUR..!!! > Beş yaşında idim. > Rahmetli babaannem pirinç ayıklıyordu. > Bir tane yere düştü. > Babaannem eğildi, aramaya başladı. > Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya çalışıyordu . > Çocukluk iste, Aman babaanne dedim. > - Bir pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya, yorulmaya > değer mi? > Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı, öfkeyle doğruldu. > -Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun, ' dedi. > - Hiç pirinç üretilirken gördün mü? İnsanlar ne kadar zorluk > çekiyorlar. Bir pirinç tanesinde kaç insanin göz nuru, alın teri, > emeği, çilesi var biliyor musun?' > Utancımdan kıpkırmızı olmuştum. > > > Aradan yıllar geçti. > Hukuk Fakültesinde öğrenciyim. > Alain'in proposlarini okuyorum. > Birden irkildim. > Babaannemi hatırladım. > Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa, bütün > uygarlığa karşı ihanet etmiş olur diyordu. > İlave ediyordu. > Bir iğnenin üretiminde binlerce insanin alın teri, göz nuru, > el emeği vardır diyordu. > > On dokuz yıl evveldi. > Stockholm'e gitmiştim. Bir otele indim. > Geceydi. Sabahleyin, traş olmak i çin > lavaboya gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir not gördüm. > 'Lütfen traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın, > yanda bir kutu var oraya bırakın, bir tek jiletle dahi olsa, İsveç > çelik sanayisine yardımcı olun' diyordu. > Doğrusu hayretler içinde kaldım. > Çocukluğumdan beri çelik eşya denince akla İsveç çeliği gelir. > Birçok eşya üzerinde' İsveç çeliğinden yapılmıştır' diye yazardı. > İste o ülke, kullanılmış bir tek ufacık > jiletin bile çöpe gitmesini istemiyor, ona sahip çıkıyor, > gelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu. > > İsviçre'de zaman zaman, belli periyotlarda radyolar, televizyonlar > bir haberi duyurur. > 'Şu tarihte, su saatte, adamlarımız gelecek. > Siz lütfen hazırlığınızı yapın. Okumadığınız, ilgilenmediğiniz, > kullanmadığınız ne kadar kitap, dergi, gazete varsa kâğıt, > ambalaj, kutu varsa, velev ki, bir ilaç prospektüsü dahi olsa, > kapının önüne koyun. İsviçre'nin kalkınmasına yardımcı olun. > Fazla ağaç ziyanına engel olun. > Japonlar son derece sade, basit, yalın mütevazı yasayan insanlardır. > Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen > tekamül edememiş, hayatın manasını anlayamamış, zavallı > kimselerdir.. > Böyleleriyle; evini mezat salonuna çevirmiş zavallı, diye eğlenirler. > Bir insanin gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır. > Vaktiyle Japon ekonomisi darboğazdan geçiyor. İç borçlar, dış > borçlar gırtlağı aşıyor. > Zamanın başbakanı meclisi toplar. > Kürsüye çıkar. > Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve; > > -Şu andan itibaren der, Tanrı şahidim olsun ki, Japonların > iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden, pirinçten > başka bir şey yemeyeceğim. > -Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim. > Dediklerini yapar, en üstten en alta bir israftan kaçınma < kampanyası açılır. > Japonya bütün borçlarını öder. Bu durumun toplumun > bütün kesimlerini, tek istisna olmadan > kapsadığını söylemeye gerek yok. > Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm. > Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı, ne kadar > gösterişten uzak... > > *Gerekmediği halde elektriği yakmakla, suyu kapamadan bos yere < akıtmakta, gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla, > yemek yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de zalimler > sınıfına geçmiyor muyuz? > > *Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle örülmüştür. > Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki, > İlk okul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım. > > Bir mıh bir nalı kurtarır. > Bir nal bir atı, bir at bir komutanı, > Bir komutan bir orduyu, > Bir ordu bir ülkeyi kurtarır diyordu.. > > Maddi durumumuz ne olursa olsun, > ister zengin olalım ister fakir, hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız. > Burada parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır |
|
| Konu: Geri: israf ve ekonomık kalkınma Perş. Şub. 04, 2010 8:15 pm | |
| ısraf bızım toplumsaz yaramız mualesef onun ıcın adam olmayız bız:) |
|