| Konu: FATİH SULTAN MEHMET 1432 * 1481 ve ulubatlı hasan Ptsi Mart 08, 2010 7:37 pm | |
| Ulu-bat'lı HASAN
İSTANBUL surları üzerine ilk Türk Sancağını dikerken şehit düşen yiğit askerdir. Bursa'nın Ulu-bat köyünde doğdu. Fatih Sultan Mehmet'in kumandasında Orduyu Hümayûn'a asker
olarak, İstanbul Muhasarasına katıldı. Büyük taarruz sıra sında İstanbul surları üzerine ilk Türk Sancağını dikerden şehit düştü. Fethin bayraklaşmış bir kahramanı olarak adı
beşyüz yıldan beri gönüllerde yaşar. Ulubat'ta adına dikilmiş bir anıt vardır.
İSTANBUL tam 53 günden beri muhasara altındaydı. 23 yaşındaki genç padişah ve dâhi kuman dan II. Mehmet Han, bu süre içinde gösterdiği akıl almaz askerlik mucizeleriyle
Bizanslıları şaşkına çe virmişti. Koca Bizans İmparatorluğu çatırdıyordu. Son günlerini yaşıyordu. Artık belliydi bu.
28 mayısı 29 mayısa bağlayan gecenin sabahı na doğru, mehter «gülbanklar» vurmaya koyulmuş ve Bizans surlarının karşısındaki ordugâhta hummalı bir faaliyet başlamıştı. Ulu
Hakan, hücum emrini ver mişti. O akşamki tarihî nutku bütün askerin kulak larında çınlıyordu:
«Ey benim paşalarım, ağalarım, beylerim! Bu Şehr-i Konstantiniye çenginde silâh arkadaşlarım, yi ğitlerim? Sizleri buraya, kararlaştırdığım umumî taarruzda şimdiye kadar
gösterdiğinizden daha bü yük fedakârlık ve cesaret istemek için topladım. Ci handa ün salmış bir şehri zaptedeceksiniz. Şehr-i Konstantiniye'de mahalle mahalle, bu şehri
zapteden kahramanlar olarak adınız şan ve şerefle anıla caktır...»
Asker, Peygamberimizin, şüheda için en büyük cennet makamını müjdelediği zafere ve bu zaferin uğrunda şehitlik şerbeti içmeye susamıştı.
Beyaz atının üzerindeki genç kumandan, kılıcı nı çekmiş, davudi sesiyle âdeta gürlüyordu:
«— Evlâtlarım, yiğitlerim, şahbazlarım, yürü yün... Zafer sizindir ..»
FATİH SULTAN MEHMET
1432 • 1481
İSTANBUL'U alarak tarihte Yeniçağ'ı açan Türk hükümdarıdır. Edirne'de doğdu, iyi bir öğrenim gördü. Babası sağken. 15 yaşında, onun isteği üze rine tahta çıktı. Babası 11.
Murat ölünce 1451'de ikinci defa padişah oldu. İkinci yılında da İstan bul'u fethetti. 2H yıl tahtta kaldı. Bu süre içinde 2 imparatorluk. 14 devlet ve 200 şehir zaptetti. 1481' de gene
sefere çıkarken Gebze civarında zehirlenerek öldü. Türbesi Fatih Camii arkasındadır.
1432 yılının 30 mart pazar sabahı Sultan II. Murat Edirne Sarayı'nda sabah namazını kılmış, seccadesinde Kur'an okuyordu. Sûre-i Muhammedi'yi bitirip Fetih Sûresine başlamak
üzere idi ki bir oğlu nun dünyaya geldiğini müjdelediler. Padişah, Ulu Tanrı'ya şükrettikten sonra «Ravza-i Murad'ta bir gül-i Muhammedi açtı» dedi. Ertesi cuma, törenle çocuğuna
Mehmet adı verildi.
Şehzade Mehmet, çocukluğunda son derece ha şarıydı. Ancak Molla Gûrani gibi sert ve hatır gönül dinlemeyen hocaların sayesinde öylesine eğitildi ki, çağının en büyük
bilginlerinden Arapça, Farsça, Lâ tince, Slavca ve Rumca öğrendi.
II. Sultan Murat, Macarlarla 1444'te Szegedin barış anlaşmasını imzaladıktan sonra sağlığında oğ lunun saltanatını görmek istemişti. Ancak, on iki ya şında bir çocuğun tahta
çıkmasını fırsat bilen Macar lar, yemini bozarak bir haçlı ordusu hazırlamışlardı. Bu durum karşısında küçük padişah Manisa'ya çe kilmiş olan babasını şu sözlerle göreve
çağırmıştı: «Eğer hükümdar iseniz, ordunun başına geçiniz. Eğer ben hükümdar isem, size fermanımdır, geliniz ve ordunun başına geçiniz...»
Sultan II. Murat, oğlunun bu daveti üzerine derhal Edirne'ye geldi ve tahtına tekrar otururken ordularının da başına geçti. Türklerle olan yeminini bozan Macar Kralı'nın i
idaresindeki Haçlı Ordusu'nu, Varna sahrasında ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu savaşta, 12 yaşındaki Mehmet de babasının yanındaydı. Yaşından hiç umulmayacak bir cesaret ve
kahramanlık gösterdi...
Sultan Murat 1451 yılında hayata gözlerini yumduğu zaman oğlu Mehmet tekrar Osmanlı tahtına oturdu. Bu kez ikinci Kosova zaferiyle daha sağlam-laşmış bir devletin başına
geçiyordu...
On dokuz yaşındaki Sultan Mehmet tahta çıkar çıkmaz çocukluğundan beri rüyalarına kadar girmiş olan İstenbul'un fethi hazırlıklarına başladı.
Geceli gündüzlü bir çalışma sonucu ortaya çı karılan 400 parça gemiden ibaret büyük bir donan ma, dünyanın en büyük toplarını dökecek olan bü yük bir dökümhane ve nihayet
Boğaziçi'nin Rumeli yakasında «Boğazkesen» adiyle inşâ ettirdiği Rume-lihisarı'ndan sonra İstanbul'un kuşatmasına girişti...
Gemilerin karadan yürütülmek suretiyle Halic'e in dirilmesi başta olmak üzere birçok strateji dehâsı nın yer aldığı 53 günlük bir muhasara sonunda İstanbul'u fethederek dünya
tarihinde Ortaçağ'ın ka panıp Yeniçağ'ın açılmasına sebep olurken «Fâtih» nâmını aldı.
İstanbul'u fethettiği günden itibaren Bizans halkına hâmilik işini üzerine aldığı gibi halka tam bir vicdan hürriyeti de tanıdı. 29 mayıs 1453 salı günü öğle üzeri Ayasofya'da halka
hitaben yaptığı konuşmada «Sultan Mehmet olarak söylüyorum ki, bu andan itibaren ne hayatınız, ne malınız, ne de hürriyetiniz için gazâb-ı şahanemden korkmayınız.» demişti.
Ve bu sözünü de tuttu.
Fatih Sultan Mehmet, bundan sonra bütün Av rupa'yı titreten büyük fütuhatına devam etti. Atina Dukalığı, Sırbistan, Mora, Giresun, Samsun, Trabzon, Sinop, Eflâk, Bosna,
Hersek, Karaman Beyliği, Arna vutluk, Eğriboz, İçem, Akkoyunlu, Kırım, Arnavut luk, İşkodra, Kuban, Anapa, Hersek ve İtalya'da Ot-ranto birbirini takiben Osmanlı hâkimiyeti altına
girdiler.
1481 yılı başında Fatih Sultân Mehmet, yeni ve büyük bir seferin hazırlıklarına girişti. Bu kez hede finin denizden İtalya ve Roma olacağı, bu arada Venedik'in de ortadan
silineceği anlaşılıyordu.
25 nisan 1481 günü Ordu-yu Hümayûn'un ba şında yola çıkan Fatih Sultan Mehmet, Üsküdar'a ge çerek ilerlemeye başladı ve bir hafta sonra Gebze civarında konakladı.
İstanbul'dan yola çıktığı gün den beri sağlık durumu birden bozulmuş ve günden güne de kötüye gitmeye başlamıştı. Aslen Venedik li bir yahudi olan özel hekimi Yâkup Paşa (Asıl
adı Maestro İacopo), ulu hakanı tedavi etmek bahane siyle hareket gününden itibaren vermeye başladığı zehirin dozunu artırmakta idi. Bu Venediklilerin Fa tih'e on beşinci suikast
teşebbüsü idi. Bundan önceki 14'ü hedefine ulaşamamıştı. Venedikliler bu kez astronomik bir ücret vaadi ile özel doktorunu elde etmişlerdi. Fatih Sultan Mehmet, 3 mayıs 1481
günü Gebze'deki Otağ-ı Hümayun'unda kan kusarak öldü. Ancak Yâkup Paşa'nın foyası hemen meydana çık mıştı. Venedik'in kendisine vaat ettiği 250 milyonluk muazzam serveti
alamadan, Türk askerleri tarafın dan linç edildi.
|
|