| Konu: MÜSLÜMAN'A HARAM ÇEŞMESİ Çarş. Ocak 27, 2010 6:24 pm | |
| "MÜSLÜMAN'A HARAM"> ÇEŞMESİ
Vaktiyle Bursa' da bir müslüman, eski adı> "Yahudilik Yolağzı", bugünkü> adı Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve> eklemiş: "Her kula helâl, Müslüman'a> haram!.."
> Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl > fitnedir diye...
> Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka-paça > huzûra getirilmiş. > "Bu nasıl fitnedir, dîni İslâm, ahâlisi > Müslüman olan koca devlette > sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama > suyunu Müslüman'a yasakla!.. Olacak iş midir, nedir sebebi, > aklını mı yitirdin?.." diye çıkışmışlar adama. > Adam: > - "Müsaade buyurun, sebebi vardır, lâkin isbat > ister, delil şarttır..." > dedikçe kadı kızmış: > - "Ne delili, ne isbatı?.. Sen fi tne çıkardın, > Müslüman ahâlinin huzûrunu kaçırdın, katlin vâciptir!" demiş. > Demiş ama, bir yandan da merak edermiş: > - "Nedir gerekçen?.." diye sormuş. > Adam: > - "Bir tek Sultan'a derim..." > diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz > Sultan'a gitmiş, adam > yaka paça saraya götürülmüş...Padişah da > sinirlenmiş ama, diğer yandan o da meraklanırmış: > - "De bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki, hem > çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl, > Müslüman'a haram yazarsın?.." > Adam, başı önünde konuşur: > - "Delilim vardır, lâkin isbat ister." > - "Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?.." > - "O zaman boynum, hükme kıldan incedir > Sultânım..." > - "Eeee?!.." > - "Sultânım, herhangi bir havradan (sinagog) > rastgele bir hahamı> izahsız yaka-paça tutuklayın, bir hafta tutun. Bakın neler olacak..." > Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir > olmuş, başlarında > Mûsevîler, "ne oluyor, bu n e zulüm?.. Bizim din > adamımıza biz kefiliz, > ne gerekirse söyleyin yapalım, o masûmdur, gerekirse > kefâlet ödeyelim..." > Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup > üstüne mektup getirmiş... Bir hafta dolunca, adam: > - "Sultânım, artık bırakmak zamanıdır" demiş. > Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer > Sultan'a teşekkürler, hediyeler... > Az zaman geçmiş ki, adam: > - "Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir > papaz için yaptırınız Sultânım" demiş. > Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka-paça > alınmış Pazar âyininden ve aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluluk ve sevinç gösterileri > daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar... Levantenler din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla > daha bir sarılmışlar birbirlerine... > Sultan: > - "Bitti mi?.." demiş adama. > - "Sultânım son bir iş kaldı, sonra hüküm > zamanıdır izninizle" demiş. > - "Şimde nedir isteğin?.." > - "Efendim, pây-i tahtımız Bursa 'nın en > sevilen, en sözü dinlenilen, > itimad edilen âlimini alınız minberinden..." > Adamın dediğini yapmışlar, Ulucâmi imamını Cuma > hutbesinin ortasında almışlar, yaka-paça götürmüşler... > Ve ne olmuş bilin bakalım?.. > Bir Allah'ın kulu çıkıp da, "ne oluyor, siz ne > yapıyorsunuz?.. Hiç olmazsa va'zı bitene kadar bekleseydiniz" gibi tek bir kelâm etmemiş > imamın peşinden giden, arayan-soran olmamış... > Geçmiş bir hafta, "nerde imam" diye gelen-giden yok!.. Aptal ve câhil bir imam tâyin edilmiş yerine, ne konuştuğunu kendi kulağı duymayan tam yobaz cinsinden biri... Halk hâlinden memnun, başlamış bir dedikodu, > O, geçen hafta derdest edilen koca âlim için: > - "Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik..." > - "Kimbilir ne halt etti de tevkif edildi!.." > - " Vah vaah!.. Acırım arkasında kıldığım namazlara..." > - "Sorma, sorma..." > Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup-bitenleri. > Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş: > - "Eee, ne olacak şimdi?.. > Adam: > - "Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip > helâllik almak lâzımdır hocadan." > "Haklısın" demiş padişah, denilenin > yapılması için emir buyurmuş ve > adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş > - "Ey büyük Sultânım, siz irade buyurunuz lûtfen, > böyle Müslümanlar'a su helâl edilir mi?.." > Sultan acı acı tebessüm etmiş: > - "Hava bile haram, hava bile!.." demiş... |
|