teknisyenarif mütavazı net
MERHABA KARDEŞİM LÜTFEN ÜYE OLUNUZ! ZATEN ÜYE İSEN GİRİŞ YAPINIZ

ÖNEMLİ! YENİ ÜYE OLUYORSANIZ LÜTFEN MSN NİZE GELEN AKTİVAZYON LİNKİNE LUTFEN TIKLAYINIZ YOKSA GİRİŞTE HATA VERİYOR TESEKKURLER


mütavazı forum

YENİÇERİLER 1010
teknisyenarif mütavazı net
MERHABA KARDEŞİM LÜTFEN ÜYE OLUNUZ! ZATEN ÜYE İSEN GİRİŞ YAPINIZ

ÖNEMLİ! YENİ ÜYE OLUYORSANIZ LÜTFEN MSN NİZE GELEN AKTİVAZYON LİNKİNE LUTFEN TIKLAYINIZ YOKSA GİRİŞTE HATA VERİYOR TESEKKURLER


mütavazı forum

YENİÇERİLER 1010
teknisyenarif mütavazı net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

teknisyenarif mütavazı net

***teknisyenarif ***FORUM MÜTAVAZI ***** (her türden her telden mütavazı konular)
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Lütfen emeğe saygı eğer okuduğunuz mesajı beğendiyseniz teşekkür ediniz veya cevap mesajı yazınız unutmayalımki bilgi paylaştıkça çoğalır iyi eğlenceler ***MÜTAVAZI FORUM AİLESİ***
{MÜTAVAZI FORUM} Son Konular
KonuYazanGönderme Tarihi
Salı Ekim 20, 2015 3:34 pm
Salı Ekim 20, 2015 3:33 pm
Ptsi Tem. 13, 2015 4:46 pm
Perş. Nis. 23, 2015 2:04 pm
Çarş. Ekim 30, 2013 2:13 pm
C.tesi Eyl. 28, 2013 7:22 pm
C.tesi Eyl. 28, 2013 7:21 pm
Paz Eyl. 15, 2013 4:26 pm
Perş. Ağus. 08, 2013 5:41 pm
Ptsi Ağus. 05, 2013 10:50 am

Paylaş | 
 

 YENİÇERİLER

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
YazarMesaj
nazarboncugu
Moderatör
 Moderatör

12
nazarboncugu
34

Mesaj Sayısı : 559
Kayıt tarihi : 28/08/09
Yaş : 34


YENİÇERİLER Vide
MesajKonu: YENİÇERİLER YENİÇERİLER Icon_minitimePerş. Ekim 22, 2009 12:19 pm

Yeniçeriler
Bu çalışmada, Osmanlı Beyliğinin imparatorluk haline gelmesinde, tarih sahnesinde büyük bir güç olarak anılmasında, dört buçuk asır boyunca zaman zaman kendi kışlalarında, padişahın sarayında, cenk meydanlarında ve İstanbul şehrinin alanlarıyla sokaklarında yükselmiş olan ve cihana meydan okuyan Yeniçeri İlgasının kurulmasını, bozulmasının nedenlerini ve Osmanlı İmparatorluğu nun yenileşmesine ne gibi katkılarda bulunduğu konusu üzerinde durulacaktır.

Yeniçeri İlgası, Osmanlı İmparatorluğu ’nun kanunnamelerine uygun olarak geliştiği vakitlerde devletin kurulma ve genişlemesinin başlıca amillerinden biri idi. Fakat on yedinci yüzyıldan başlayarak ocağın kanunnameleri bir tarafa bırakılmış ve yerine manasız gelenekler geçmiş; bu sebeple de yeniçeri ocağı devlet otoritesinin dayanağı olmaktan çıkmış, askeri ehemmiyetini kaybetmiş, savaşlarda gösterdikleri disiplinsizlik ve halka zülüm etmeleri ocağı yaka silktiren bir kurum haline getirmiş ve ocak devlet içindir prensibi yerine, devlet ocak içindir prensibi geçerli olmaya başlamıştı. Bu böyle olunca da devlet teşkilatında, yeniçeri ocağının desteği sağlanmadan hiçbir düzen kurma imkanı kalmamıştı. Bu düzeni değiştirme taraftarı olan bir çok padişah ve devlet adamı da bu uğurda ya mevkilerini yada başlarını kaybetmişlerdi. Yeniçerilerin İstanbul’da hükümete karşı yaptıkları isyanlarda, devletin eyaletlerdeki otoritesini de sarsmaktaydı. Hal böyle olunca da yeniçeri ocağının kaldırılması II. Mahmut’a nasip olmuştu. Bu seminerde konumuzla alakalı olan II. Mahmut’un reform politikası üzerinde de durulacaktır.

Bu ödevi hazırlamaktaki amacım; Yeniçeri Ocağının kuruluş, bozulma ve bozulmasını nedenleri ve Bektaşilikle olan alakaları ile II. Mahmut’un bu ocağı kaldırmasının ne gibi nedenlere dayandığını, ocağın kaldırılmasının ne gibi sonuçlar doğurduğunu ve Osmanlı’nın yenileşmesine olan katkıları ile yeni kurulan ordunun durumu ve yapısını en doğru şekilde verebilmektir.

YENİÇERİ OCAĞININ KURULUŞU, BOZULMASI VE NEDENLERİ:
En salahiyetli bilginlerimiz Yeniçeri Ocağının kuruluşunu, Osmanlı Devleti nin ilk elli yılı içinde Rumeli’nde süratle gelişen fütuhatın doğurduğu zaruret olarak gösterirler.

Yeniçeri Ocağı I. Murat zamanında Anadolu Selçukluları’ndaki hassa ordusu örnek alınarak kurulmuştu. Çandarlı Halil Paşa’nın teklifi ve Molla Rüstem’in yardımıyla teşkil edilen bu ordunun asker kaynağı Hristiyan asıllı esirlerdi. Acemi ocağı yeniçeri ocağına asker yetiştirmek için kurulmuştu. İlk kurulduğu sıralarda yeniçeri ordusu bin kişilik bir kuvvetti ve zamanla sayıları arttı.

Savaşlarda alınan esirlerle ilgili pençik kanunu denilen bir kanun tanzim edildi. Pençik kanununa göre; her esir yüzyirmibeş akçe hesap edilecek ve yüzyirmibeş akçenin beşte biri, yirmibeş akçe orduya ödenecekti. Yada beş esirde bir esirin, asker edilmesi gerekecekti. Seferlerde ve akınlarda çok sayıda esir alındığından pençik oğlanları acemi ocağı için önemli bir kaynak teşkil ediyordu.

Devşirme usulünün Yıldırım Beyazıt zamanında ihdas edildiği iddia edilmektedir. Osmanlı Devleti devşirme usulünü sistemli hale getirip geniş çapta uygulamışlardır. Askere alınacak çocuklar, Osmanlı uyruğunda olan Hristiyan halktan alınacaktı. Çocuklar arasından 14-22 yaş arasındakiler tercih edilecekti. Evli ve ailenin tek erkek çocuğu alınmazdı. Kanun gereğince asil ailelerin çocukları tercih edilirdi. Bu çocuklar Türk ailelerin yanlarına verilerek İslamiyeti, Türkçe’yi, Türk örf ve adetlerini öğrendikten ve sünnet edildikten sonra acemi ocağına alınırdı. Burada belli bir süre eğitim gördükten sonra yeniçeri ocağına kayıt olurlardı. Bu devşirmelerin evlenmeleri ve askerlik sanatından başka bir işle meşgul olmaları yasaktı.

Devşirmeler son olarak yapılan elemeden sonra zeka testine tabi tutulurlar ve nitelikleri yüksek olanlar, saray ve saltanat hizmetine alınır; bir kısmı da yeniçeri ocaklarına asker olarak alınırdı.

Kapıkulu ordusunun en kalabalık grubunu oluşturan yeniçeriler, padişahın merkezi otoritesinin temelini teşkil etmişlerdir. Yeniçeri sayesinde padişah, uç beylerinin nüfuz ve otoritesini dengelemiştir. Ayrıca Avrupa’nın ilk daimi ordusu da yeniçerilerdir.

Yeniçeriler asıl olarak fetih yada "cihat" amacıyla değil, bir iç iktidar gücü olarak tasarlanmıştır. Osmanlı ordusunun seferlerdeki toplam asker sayısı içinde yeniçeriler hemen her zaman bir azınlık oluşturmuşlar, savaşlarda ise ordu çok baskı altında kalmadıkça cepheye sürülmemişler yada düşman öldürücü son bir darbeyle düşecek duruma geldiği zaman sürülmüşlerdir. Öte yandan içerideki ayaklanmaların bastırılmasında yeniçeriler hep asıl rolü oynamışlar ve devlet bu durumlarda onlardan başkasına nadiren güvenmiştir.

Yeniçeri ocağının komutanına Yeniçeri Ağası denirdi. Yeniçeri taburlarına orta denirdi. Yılda bir elbise ve üç ayda bir yevmiye hesabı üzerinden ulufe denen maaş alan yeniçeriler, kapıkulu ordusunun en itibarlı birlikleri arasında idi. Padişahın kendiside bir numaralı yeniçeri idi. Kendilerini Ali Osman tahtında oturan padişahın kulları bildiler ve kulluk ile övündüler.

16.asır ortalarına kadar geçici hadiseler istisnai olmak üzere yeniçeriler arasına I. Murat zamanında konmuş olan itaat-ı mutlaka usulü sayesinde disiplin bozulmamıştı. Ayrıca Kanuni’ye kadar padişahların ordularının başında bulunmaları ve en ufak yolsuzluklarına bile göz yummamaları yeniçeri ocağını devrin en modern, düzenli ordusu olarak gösteriyordu.

İstanbul’daki isyanların tamamı kapıkulu ordusu tarafından çıkarılmıştır. Bu isyanların sebebi devlet adamları arasındaki iktidar mücadeleleri ile ekonomik ve mali sebeplerden kaynaklanıyordu. Yeniçerilerin ilk isyanları Fatih zamanına kadar uzanır. Bu isyanın sebebi padişah ile veziriazam arasındaki mücadelesiydi. Fakat genç padişah, bu isyanı bastırdığı gibi, Çandarlı Halil Paşayı bertaraf ettikten sonra kapıkulu ordusunu devleti genişletmek ve merkezileştirmek için müessir bir şekilde kullandı. 15 ve 16.yüzyılda umumiyetle dirayetli padişahlar iş başına geldikleri için yeniçeriler isyan edememişlerdir.

Yeniçeri ocağının çözülmeye başlaması ise III. Murat döneminde başlar. Bu dönemde yeniçeriler arasında evlilerin sayısının arttığı, kışlalarında yatmak yerine evlerinde yattıkları ve askerlik dışı işlerle (ticaret ve esnaflık gibi) uğraştıkları görülmektedir. III. Murat zamanında, akçanın değerinin düşürülmesi üzerine, düşük ayarlı akça ile ulufe almak istemeyen kapıkulu askerleri isyan ettiler ve defterdar ile veziriazamın kellesini istediler. Ayaklanmayı bastırmak için istekleri yerine getirildi. Bundan sonra yeniçeriler, 17.yüzyıl boyunca veziriazamlığa ve hatta padişahlığa istediklerini getirmeye başladılar. Saraydaki çeşitli gruplar arasındaki iktidar mücadelesine alet oldular. Ayrıca III. Murat ocak kanununa zıt olarak dışarıdan bir takım sanatkarlarında yeniçerilerin arasına girmesine izin verdi. Böylece yeniçeri ocağının çevresi türlü sanat erbabının dükkanları ile doldu. Bu dönemde ocağa para ile yabancılarda girmeye başlamışlardı. Ocağa girebilmek için belirli bir süreyi geçirmeden alınan bu yabancılar, ocaktaki askerleri yavaş yavaş kendilerine uydurup, serkeşliğe sevk ediyorlardı. Herhangi bir sebeple ocaktan çıkarılanlarında sonradan ocağa alınmaları da yeniçerilerin kanunlarına vurulmuş olan önemli bir darbeydi. Kanuni’den sonra padişahların istirahatı sefer zorluğuna tercih etmeleri başkumandanlarını başlarında görmeyen askere ağır geliyordu. Padişahı zorla sefere götüren yeniçeriler ise eski disiplinli yeniçeri ordusu değildi.

Yeniçerilerin çıkardıkları isyanların en korkuncu II. Osman zamanında çıkmıştır. Genç Osman yeniçerilerin Lehistan seferindeki gayretsizliği üzerine Yeniçeri ocağını kaldırarak düzenli bir ordu kurmak ve devlete çeki düzen vermek niyetindeydi. Fakat fikirlerinin duyulması üzerine yeniçeriler isyan ettiler ve bu isyan Genç Osman’ın ölümüyle sonuçlandı. IV. Murat ve IV. Mehmet zamanında da yeniçerilerin isyanlarına tanık olmaktayız.

I. Mahmut zamanında esame denilen maaş kağıtlarının alınıp satılmasına izin verilmesiyle yanlış bir dönem başlamış oldu. Bu durum esnafın açıkgöz ve hali vakti yerinde olanlarının işine yaradı ve esame maaş olmaktan çıktı. Yeniçerilik ise artık askerlik değil; ulufe sahipliği demekti ve yeniçerilik yoksul halk tabakasının bir geçim kaynağı idi.

Yeniçeri ocağına mensup askerlerin bir çoğunun sefere gitmeyip kadıasker, vezir ve devlet görevlilerinin hizmetlerinde bulunup efendilerinin iltimasları sonucu bu askerlerin yevmiyelerine zam yapılması himayesiz olup düşman karşısında siperlerde hizmet eden yeniçerilerin gayretini kırıyordu.

Bu asker azlığı yani ismen mevcut, cismen namevcut askerin azlığı seferlerde yeniden yeniçeri yazmayı gerektiriyordu. Hazine bu yük karşısında maaşları düzenli olarak veremiyor ve gittikçe artan mali bunalımın önüne geçilemiyordu. Yolsuzlukların önüne geçilmek istendiği zaman esame alım satımıyla meşgul olup menfaatlerine zarar gelecek kişilerin tahrikleri kanlı olaylara neden oluyordu. 16.asırın son yarısında düzenli olarak ulufe verilmemesinden dolayı yeniçerilerin esnaflıkla meşgul oldukları görülmekteydi.

1560 yılından sonra İstanbul dışında, sancaklarda da yeniçeri garnizonları kuruldu. Böylece kapıkulu ordusunun nüfuz ve tesiri Anadolu’ya da yayılmış oldu. Dolayısıyla yeniçeriler eyaletlerde merkezi otoritenin ve asayişin sağlanmasında mühim bir fonksiyon ifa etti. Öte yandan yeniçeriler başkentte iktidarı tayin eden en başta gelen unsurdu. Fatih’in ölümünden sonra II. Beyazıt, I.Selim’in ve Yavuz’un tahta çıkmasını sağlamışlardır. Her saltanat değişikliğinde yeniçerilere dağıtılan cülus bahşişi de zamanla yozlaştı ve padişahlarla yeniçeriler arasında adeta bir pazarlık konusu haline geldi. Vergi toplamak ve devlet işlerini yürütmek gibi görevlerle de uğraşmaya ve vergiden muaf oldukları için de ticarete başlamışlardı. Zamanla eyaletlerdeki gelir kaynaklarına da el attılar ve iltizam işleri ile uğraştılar. 17.yüzyılda taşradaki yeniçerilerin zulmünden bıkan halk onlara karşı yer yer isyan etti. Böylece devletin kuruluşu ve gelişmesinde büyük rolü olan kul sistemi zamanla yozlaştı ve devlete hakim olmaya başladı.

17.yüzyıldan itibaren ocağın kanunnamelerinin bir tarafa bırakılıp yerlerine yeni geleneklerin alması yeniçeri ocağını devletin temel dayanağı olmaktan çıkarmıştı. Ocak devlet içindir prensibinin yerini devlet ocak içindir prensibi almıştı. Bundan dolayı da yeniçerilerin desteği alınmadan hiçbir konuda değişiklik yapabilme imkanı kalmamıştı. Ayrıca yeniçerilerin değişiklik yapmak isteyen devlet adamları ve padişahları görevlerinden etmeleri yada onları öldürmeleri ve ya istedikleri her şeyi çıkardıkları isyanlar sonucu devlete kabul ettirmeleri yeniçerilerin devlet yönetiminde ne derece etkili olduğunu göstermektedir.

İstanbul’da zaman zaman meydana gelen isyan hareketlerinde başlıca kuvvet olan yeniçerilerin savaşlarda gösterdikleri korkaklık, itaatsizlik ve gevşeklik ocağın kaldırılmasına kadar devam etmiştir.

Yalnız savaş zamanlarında toplanan bir asker haline gelen yeniçeriler, barış zamanında ise memleketin başına bela oluyorlardı. Artık devlet ocak için değil, adeta ocak devlet için anlayışı hakimdi.

Devşirmeci döneminde saraya bağlı ve kökenleri itibarı ile batıya ve batılılaşmaya yatkın olan yeniçeri ocağı 17.yüzyıldan itibaren devşirmeci sistemin terk edilmesi ile birlikte yerel halkla bütünleşip, sarata karşı ulemanın yanında yer alarak ve genel olarak batı karşıtı, tutucu ve yeniliği reddeden bir örgüt haline geldi. Tüm bunlara rağmen Osmanlı memleketlerine, devlet yönetimine dal budak sarmış olan yeniçeri ocağının düzeltilmesine kimse cesaret edemiyor, yarım yamalak bir takım uygulama, ferman ve emirlerle iş görülecek sanılıyordu. Bir devlette reform yapmak, var olan düzeni değiştirip yerine yenisinin getirmek çok zor bir işti. Bundan dolayıdır ki; reform yapmak isteyen padişahların bu uğurda canlarını kaybettiğini görüyoruz
 

YENİÇERİLER

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

 Konu Etiketleri Etiketler
 Konu Linki Konu Linki
 Konu BBCode BBCode
 Konu HTML Kodu HTML Kodu
Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
teknisyenarif mütavazı net :: *****EDEBİYAT BÖLÜMÜ***** :: ***EDEBİYAT*** :: Osmanlı Köşesi-
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar